Otobiyografisidir:
02-02-1976 yılında İstanbul’da doğdum. Tipik bir kova burcuyum. Yükselenim ise Terazi. Aslında uçup gitmeye çok çok hazırım ama sanırım Terazi’nin dengesi altındayım. Kalabalık bir ailem var. Çocukluğumda biraz hareketli geçti diyebilirim. Makina Ressamlığı bölümünde okurken bir anda okulumu bıraktıp 1994 yılında Sabah Gazetesi’nde muhabir olarak göreve başladım. Elime ilk fotoğraf makinası alıp resim çekmeye başladığım andan itibarende, bu işi iyi, kaliteli ve saygın bir şekilde yapmaya çalışıyorum. Dik kafalı ve dediğim dedik bir insan olduğum için Sabah Gazetesi’ndeki görevimden o dönem nedenini şu anda hatırlayamadığım bir olay yüzünden anlık bir karar ile işten ayrılıp ülkeyi terketmeyi planlıyordum ki, iş peşimi bırakmadı. Akşam Gazetesi’nde gelen bir teklif doğrultusunda yeniden magazin hayatına devam etmeye karar verdim. 9 ay sonra ise malum o dönem yuvam dediğim Sabah Gazetesi’ne geri döndüm. Ta ki, 2002 yılına kadar. O sene ikinci bir sinir harbi ile yeniden bu mesleği terkettim ve Sabah Gazetesi’nden bir daha ayrıldım. Ama dediğim gibi meslek beni bırakmadı ve Star Gazetesi’nden gelen teklif ile yeniden kalemimi elime alıp Kral Müzik Dergisi’nin Yazı İşleri Müdürü olarak görevime 7 ay devam ettim. O dönem bir yıllık Posta Gazetesi deneyiminden sonra ben yeniden Sabah Gazetesi’ne geri döndüm. Birçok internet sitesinde, “Süleyman Demirel vari gazeteci. Sabah Gazetesi’nden üç kez ayrılıp geri döndü” diye yazılar yazdı. Ama ben doğru haberi yapacağım yeri seçmeye çalıştım her zaman. Kendimi ifade edemediğim yer ise çok kalmamaya özen gösterdim. Şimdi yuvam burası yani Habertürk. Habertürk Gazetesi görev hayatına başladığı günden bu yana ise buradayım ve bu gazete beni bırakana kadar da gitmeyi düşünmüyorum. Kendimi, yazılarımı ve haberlerimi en doğru ifade ettiğim kurumdayım çünkü.
Gazete yayın hayatına başladığından itibaren ‘Unisex’ isimli köşem ile okuyuculara magazin haberlerini en doğru şekilde ifade etmeye çalışıyorum. Gece hayatında dolaşıp yazan tek kadın yazar da benim. ‘Unisex’in içinde bulunan ‘Siz Uyurken’ isimli köşemde gece yarısından sonra yaşananları anlatıyorum. Gerek tuvalette, gerekse sokaklarda olan değişik, farklı olayları ve konuşmaları yazıyorum. ‘Siz Uyurken’ başlı başına kendi fanatiklerini yarattı diyebilirim. Magazinin raconları ve kuralları olduğuna inanıyorum. Yazılarımda da, bunları zaman zaman anlatıyorum.
Gazeteci ve sanatçı arasında mesafe olmalı.
Bildiğim, gördüğüm tecrübelerimi en iyi şekilde ve en önemlisi doğru şekilde yansıtmaya çalışıyorum. Bunun için özellikle magazin yazarlığı yapan kişinin kesinlikle kuralları olması gerektiğine inanıyorum. Benim de, kurallarım var. En başında haberini yaptığım kişi ile aramdaki saygıyı yok etmemeye çalışıyorum. Evlerine gitmemeye, evime davet etmemeye özen gösteriyorum. Çok çok özel anlar paylaşmamaya özen gösteriyorum.